Cinsiyet eşitsizliği, basite indirgenemeyecek bir konudur. Çünkü toplumsal yargılar bireyin bir takım konuları kendinde hak görmesine ve sonrasında da üzücü davranışlar sergilemesine neden olabilir. Cinsiyete yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarından birisidir.

Bireyin atanan cinsiyetine veya cinsel yönelimine dayalı olarak bir başkası veya başkaları tarafından gördüğü fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik zararlar cinsiyete yönelik şiddeti tanımlar. Şiddet bireyin ailesinden, eşinden veya partnerinden kaynaklanabileceği gibi tanımadığı bireyler tarafından da gerçekleştirilebilir. Bu yıkıcı şiddet, ne yazık ki kadınlar üzerinde etkisini daha çok göstermekte. Son yıllarda artan ve hâlâ artmaya devam eden kadın cinayetleri, şiddet olayları ve kaybolma haberleri hem bireyler hem de dünya nüfusunun yaklaşık %50’sini oluşturan kadın cinsiyeti üzerinde kalıcı izler bırakıyor.
Sayılar Yalan Söylemez: Çarpıcı İstatistikler!
Farkındalık yaratmak veya farkındalık sahibi olmak için bir şeyleri okumak yetmiyor. Bu nedenle sizlerle cinsiyete yönelik şiddete bir de Dünya Sağlık Örgütü’nden aldığımız istatistiklerle değinelim istiyoruz.
Sayılar gösteriyor ki Türkiye’de kadınların %38’i hayatları boyunca bir erkek tarafından şiddete maruz kalıyor. Yoldan geçen bir adam, eş, erkek arkadaş veya aile tarafından şiddet gören kadınların sayısı ülkemizde 16.478.451 olarak kayda geçiyor. Fakat bu durum sadece Türkiye ile sınırlı değil. Medeniyetler beşiği olarak görülen Avrupa’da da iyimser bir tablo yok. Çünkü Avrupa'da kadınların %25’i hayatları boyunca bir erkek tarafından şiddete uğruyor. Yani Avrupa’da yaşayan 97.112.255 kadın o veya bu şekilde hem fiziken hem de ruhen yaralanıyor. Genel resme baktığımızda ise dünyada her 3 kadından 1’inin (%30) hayatı boyunca fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Burada bahsettiğimiz sayı ise tamı tamına 736.000.000. Yani dünyanın neresinde olursa olsun, üç kadın yan yana geldiğinde içlerinden en az biri fiziksel, ruhsal, ekonomik veya cinsel yönden şiddet görmüş oluyor veya görüyor.
İstatistiklerden de rahatça görebildiğimiz üzere kadına yönelik şiddet, coğrafi sınırları tanımayan global bir sorun. Bu yüzden kadına karşı şiddete verdiğimiz mücadele de evrensel olmalı. Birlikte dünyayı ve dünyanın kadınlara davranış şeklini değiştirebiliriz!